X

Google Translate

  • Türkçe
  • English
  • العربية
  • Pусский
  • Spanish
  • France
  • Germany


Doğurganlık - Fertilite

Doğurganlık - Fertilite

Kadınlarda doğurganlık, gebe kalabilme ve bebek sahibi olabilmektir. Bir kadında doğurganlık13 yaş civarında adetlerin başlamasıyla başlar ve genellikle bu 45 yaş civarında sonlanır. Fakat potansiyel olarak doğurganlık yaklaşık 51 yaş civarına dek yani menapoza kadar sürer.
 
Kız çocuğunun anne karnında 5 aylıkken sahip olduğu yumurta sayısı yaklaşık 6-7 milyondur, bu sayı doğumda 1-2 milyona düşer, çocukluk çağında yavaş yavaş azalarak ergenlik döneminden itibaren ayda bir yumurta yumurtlamak suretiyle bu azalma menopoza kadar aylık ortalama 350-400 yumurta harcayarak devam eder. Bu yumurtalar  yumurtalıklar içerisinde follikül denen içi sıvı ile dolu boşluklarda saklanırlar. Küçük kız doğurganlık çağına girdiğinde aylık menstrual sikluslar (adet) başlar. Her siklus sırasında yumurtalık bir yumurta geliştirir. Nadiren birden çokta olabilir. Bu yumurta erkekten gelen sperm hücresi ile birleşirse gebelik oluşur.
 
Yumurta hücresinin gelişimi beyinde hipotalamus ve hipofiz denen bölgelerden ve yumurtalıklardan  salgılanan bazı hormonların ve kimyasalların ince dengesine bağlıdır.
 
Erkekte doğurganlık. Kadını hamile bırakabilme yetisi anlamına gelir. Bunu sağlayabilmek için. Erkeğin üreme sisteminin sperm üretebilme ve depolayabilmesi ayrıca depolanan  bu spermlerin vucut dışına taşınabilmesi gereklidir. 
 
Kadının hayatı boyunca üreteceği yumurta hücreleriyle doğmasına karşın erkek hayatı boyunca sürekli yeni sperm üretebilme yeteneğine sahiptir. Erkek. Puberteye  eriştikten sonra . sperm depoları yaklaşık her 72 günde bir yenilenmektedir.
 
Fertilizasyon: Sperm ve ovumun birleşmek üzere biraraya gelmesi
Konsepsiyon:  Gebeliğin oluşması (döllenme)
Gebelik: Ovum ve spermin birleşmesinden sonra. Kadın üreme sisteminde embriyo veya fetusun gelişmesi.
 
İnsanlar hayata tek bir hücre, döllenmiş yumurta ya da zigot olarak başlarlar. Bu hücrelerin herbirinin çekirdekciklerinde DNA  denilen (deoxyribonucleic acid) ve biraraya gelerek genleri oluşturan bilgi kodları vardır. Bu genler'de kromozomlar olarak adlandırılan yapıları oluştururlar.
 
Bir insan zigotu 23 çiftten oluşan 46 adet kromozom içerir. Bunların yarısı babadan diğer yarısı ise anneden gelir.
 
DNA bilgi ile depolu olması yanında kendini kopyalama yeteneğine de sahiptir. Bu kopyalama yeteneği olmaksızın hücreler çoğalamazlar ve bilgileri kuşaklar boyunca iletemezler.
 
Sigara
Sigara kadınlarda fertiliteyi düşürebilir. Pasif içicilik de aynı şekilde etki eder.  Sigara içimi ile alınan nikotin, yumurtalıklardaki hücreleri etkileyerek, kadının yumurtasının genetik anomalilere daha fazla eğilimli olmasına neden oluyor. Nikotin, yumurta hücrelerini bozmasının yanında menopozun beklenenden erken gelmesine de yol açabiliyor. Menopoz öncesinde de sigara içen kadınların yumurtalıkları sağlıklı yumurtalar üretmeye direnç gösterir hale gelir. Sigara kullanımı doğal gebe kalmayı zorlaştırırken, düşükleri hızlandırır. Gebelikte sigara ve alkol kullanan kadınlarda düşük oranının yüksek olduğu bildiriliyor.
 
Erkeklerde de sigara içmekle sperm kalitesinin düşüşü arasindaki bağ gösterilmiş olup bunun fertilite üzerindeki etkisi henüz çok açık değildir.  Sigaranin bırakılmasının genel olarak sağlık kalitesini yükselteceği açıktır.
 
Eğer sigara kullanıyorsanız, tüm yaşantınız ve üreme sağlığınız için bırakmanızı öneririz.
 
Stres
Stresin infertilite üzerine etkisi belirgindir. Örneğin stres nedeniyle kadında anovulasyon (yumurtlamanın oluşmaması) olabilir. Çok açıktır ki  Kısırlık tedavisi, ister klasik ister tüp bebek yöntemleri ile olsun, çiftler üzerinde büyük stres, kaygı, gerginlik, korku, uykusuzluk, iç sıkıntısı, depresyon gibi değişik derecelerde psikolojik baskılara neden olabilmektedir.
 
Bazı kısırlık vakalarında çok kısa tedavi süresi veya ilk denemede gebe kalma gerçekleştiğinde bu tür psikolojik sıkıntılar daha hafif atlatılabiliyor. Diğer taraftan, uzun süredir tedavi görmelerine rağmen gebe kalamayan çiftlerde sorunlar daha ağır hale gelebiliyor.
 
Tedavi süresince merkezimizde psikoloğumuzdan bu konuda destek almanız bu stresi yenmekte önemli katkı sağlayacaktır. Yapılan çalışmalar, stresi azaltmanın başarı şansınızı artırabileceğini göstermiştir.
 
Kafein
Yapılan çalışmalar günlük kafein alımının   günde 50mg’ın altında tutulması gerektiğini göstermiştir. Böylece kafeinin gebelik şansını düşürücü etkisinden kaçınılabilir.  Kafein, kahve, kola. çay ve çikolatada değişik miktarlarda bulunmaktadır.
 
Kilo
Kadının kilosunun boyu ile uyumlu olup olmadığını belirlemek için ‘vücut kitle indeksi (BMI)’ kullanılır. Bir kadının BMI’sı 20-24 arasındaysa normal, 25-29 arasındaysa kilolu, 30-39 arasındaysa yüksek kilolu, 40 ve üzerindeyse aşırı kilolu olarak değerlendirilir.
 
Vücut-kütle indeksi (BMI) 30’un üzerinde olan bayanlara kilo vermeleri gebelik şansını artıracağı gibi  gebe kalınması durumunda oluşacak aşırı kiloların sebep olduğu kilolu bebek doğurma, zor doğum ve sezeryanla doğuma gerek duyulma eğilimi gibi olumsuzluklar da önlenmektedir.
 
Bunun yanısıra kilonun aşırı düşük oluşu da doğurganlığı olumsuz etkileyen faktörlerdendir. BMI’I 20nin altında olan bayanlarda menstrual siklus bozulabilmekte hatta bazı beslenme bozuklukları ve aşırı egzersiz ile oluşan ileri derecede kilo kayıplarında adetler tamamıyla kaybolmaktadır. Yapılan çalışmalar, düşük kilolu kadınların, ortalama 2.700 ila 3.600 kg aldıktan sonra yarısından fazlasınınkendiliğinden gebe kaldıklarını göstermiştir.
 
Vitamin Desteği
Yapılan çalışmalar, gebelik oluşmadan önce folik asit kullanımının, bebeklerde nöral tüp defekti görülme olasılığını neredeyse %50 azalttığını göstermiştir. Bu nedenle Gebe kalmayı planlayan kadınların Gebelikten 1-2 ay önce her gün en az 0.4 mg folik asit almalarını tavsiye ediyoruz.
 
Marul, avocado. dere otu, ceviz, badem, brokoli, bezelye, ıspanak, kavun, , muz, portakal, lahana, yeşil biber, unlu mamuller ve ekmek çok iyi birer folik asit kaynağıdır. Yeterli folik asit alındığından emin olamıyorsanız, folik asit içeren multivitamin preparatlarını kullanabilirsiniz.
 
Cinsel İlişki Planı
Yirmisekiz günde adet gören bir hasta için ortalama yumurtlama günü 14. gün, 30 günde bir adet gören hasta için 16. gündür. Yani yumurtlama sonrası dönem sabit olup, genellikle 14 gündür. Bu nedenle yumurtlama dönemi düzenli adet gören hastalarda iki adet arası dönemden 14 çıkarılarak bulunabilir. Ancak yumurtlama günü +/- 3 gün değişiklik gösterebilir. Bu nedenle gebelik şansını artırmak için aktif cinsel ilişki dönemi uzatılmalıdır. Düzenli ve 28 günde bir adet gören hastalarda adetin 10-17 günlerinde (kanamanın 1.gününden saymak gerekir) iki günde bir ilişkide bulunulduğu takdirde sorun yoksa 6 ayın sonuunda çiftlerin %75’i gebe kalır.